Dumlupınar Denizaltısı uzun ve yorucu bir seferden dönerken, Nağra Burnu açıklarında İsveş bandıralı Nabuland Şilebi ile çarpışarak bir kaç dakika içinde sulara gömülür. Gece çok soğuk, sessiz ve bulanıktır. Gemide 81 mürettebattan sağ kalan 22 kişi geminin arka tarafında bulunan torpido dairesine sığınır. Mahsur kalanların su yüzüne fırlattığı telefon şamandırasıyla gemidekilerle irtibat sağlanır. Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber olur.
Bu arada oksijeni idareli kullanmaları konusunda uyarılar yapılır, gerekszi yere konuşmayın, şarkı türkü söylemeyin ve sigara içmeyin gibi. Ancak saatler süren çalışmalar sonunda bir sonuç alınamaz ve umutlar tükenmeye başlar. Karanlıkta bekleyen 22 kişiye bu sefer tersi şeyler söylenir; konuşabilir, şarkı türkü söyleyebilir ve sigara içebilirsiniz. İşte o an telefon şamandırasının öbür ucundan tüm Türkiye denizaltıda başı dik, onurlu, gururlu mürettebatın hüzünlü türküsünü dinledi :
Ah bir ataş ver cigaramı yakayım
Sen salın (sallan) gel ben boyuna bakayım
Uzun olur gemilerin direği
Ah çatal olur efelerin yüreği
Ah vur ataşı gavur sinem ko yansın
Arkadaşlar uykulardan uyansın
Uzun olur gemilerin direği
Ah çatal olur efelerin yüreği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder